21 Ocak 2012

Kadıköy'de goller Lefter'den

Maçtan önce etrafımdakilere fark olur diyordum. Bunu derken rakibin kim olduğunun veya kaç puanda olduğunun bilincinde değildim… Zaten haftalardır hiçbir Fenerbahçelinin maç öncesi puan cetveline baktığını ya da hangi rakiple oynadığına da dikkat ettiğini sanmıyorum bu sene…  Çünkü her hafta Fenerbahçe üzerine kurgulanan toplumsal linç’in yarattığı birçok rakip var karşısında Fenerbahçe’nin…  Her maç öncesi olduğu gibi dün de bu linç’in nasıl da yargısız infazla Fenerbahçe’yi kurban seçme eylemini hep birlikte görmüş olduk… 3 Temmuz’dan beri hem savcı hem polis olanlar dün de hâkim olarak karşımıza çıktılar ve 6 aydır savunma yapmasına izin verilmeyenlerin kalemlerini kırmaya çalıştılar yine… Ama unutuyorlar ki, bir kalem rahat kırılabilir oysa birbirine sıkı sıkı kenetlenmiş onlarca kalemi kırmaları kolay değil… Üzerinde çubukluyu taşıyanlar da her hafta bu bilinçle daha da fazla kenetleniyorlar ve sımsıkı birbirlerini sarıyorlar… O yüzden dedim rahat kazanacağız diye…  Kadıköy geçilmez…
Bugün tribünlerin maçı bırakıp Samanyolu’nu söylemeleri  atılan 4 golden de daha değerliydi belki de… Şartlar ne olursa olsun, “bir şarkısın sen ömür boyu sürecek, dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek”  
Geçen hafta futbol’un ordinaryüsünün cenazesinden sonra ona mahcup olmamak için Manisa’da harika bir oyun çıkaran çubuklular santraforsuz çıktıkları Kadıköy’de işi geçen haftaki gibi 90+5’e bırakmamak için daha maçın 1.dakikasında topyekun saldırıya geçtiler ve meyvesini de erkenden aldılar Kaptan’la… Gol için ilginç bir anekdot; Fener’den gol yiyen her takım Savcıya bir ihbar  mektubu gibi oluyor. Geçen hafta kendi kalesini vuran Yiğit bu hafta ikramda kusur bırakmayan kaleci Novaro… Geçen sezon için Korcan yatmıştı içerde bu sene aday çok anlaşılan…
Vitesi istediği gibi yükseltip alçaltan Fenerbahçe ilk yarı yorduğu rakibini ikinci yarı Stoch’un harika oyunuyla farklı geçti. Stoch için geldiğinden beri hep olumlu şeyler yazdım ama bu sene kesinlikle kendisini buldu. Twente’nin şampiyonluğunda önemli pay sahibi genç Fenerbahçe’de olgunlaşmaya başlıyor ve önümüzdeki 5 senenin kesinlikle yeni Alex’i olmaya namzet’tir…  Geçen hafta Caner’le bu hafta Alex’le yaptığı verkaçlar attığı o harika gol kadar maça damgasını vurdu…
Kaptan Alex ve Stoch’la birlikte maçta diğer öne çıkan isim uzun zaman sonra eskisi gibi birçok bindirme yapan Gökhan ve orta sahada yine dinamo görevi yapan Emre ve savunmada çelik gibi oynayan Yobo ile tribünlerde Samanyolu’nu söyleyen 12 numara oldu… 
Ancak şüphesiz maçın adamı 4 gol atan Lefter’di... Ruhu şâd olsun...
http://twitter.com/ahmetceliksungu

10 Ocak 2012

Kadıköy'de yan bakan'a "ince ayar"



Eskiden maça gider, maç sonu, içinde tribün havası da bulunan bir iki kelam eder yazmaya çalışırdım... Şimdi maçlardan sonra maç yazısı yazamıyorum artık. Çünkü 3 Temmuz ‘dan beri Fenerbahçe’nin oynadığı maçların sıradan bir lig maçından çok daha fazla olduğunu biliyor ve hep beraber görüyoruz...

Fenerbahçe’nin oynayacağı her maç öncesi mutlaka bir gündem oluşturularak futbolcuların daha da kafasının karışması bekleniyor ve her hafta Fenerbahçe’nin mücadeleden düşüp “gördünüz mü, şikeden sonra nasıl da düştüler” havasının yaratılarak, dava sürecine “delil” teşkil etmesi bekleniyor...

Volkan’ın maç sonu dediği gibi, son günlerde yüzümüz hiç gülmüyor. “İçerde” şike yaptığı tespit edilen futbolcu kalmamış, 3 Temmuz’dan bu yana süregelen toplumsal linç hergeçen gün şiddetini arttırırken bunlardan bir tanesine daha dün şahitlik ettik. 70 milyonluk bu ülkenin Bakan’ı olan bir zat, çekinmeden, sıkılmadan; “Trabzonspor’umuzun kupasını almak için ince ayarlı bir çalışma yapıyoruz” diye ortaya çıkıp söyleyebiliyor. Merak ediyorum bu sözler, “tarlaların sürülmesinden” ne kadar da masum ? Ya da, bu sözleri Aziz YILDIRIM bir telefonda başka birine söyleseydi bu da iddianamede şike tespiti olarak yer alırmıydı ???

İşte bu düşüncelerle çıkıyoruz maçlara, gerek taraftar gerekse futbolcu olarak... Tüm bunlardan sonra geliyor, Bienvenu’nun yetersizliği, Semih’in koşamıyor oluşu, Stoch’un her geçen gün artan katkısı veya Serdar’ın bu kadar narin ama o kadar etkili bir stoper olduğu... Bir önemi de yok zaten sahada oynanan futbolun, bu toplumsal linç karşısında...

Fenerbahçe ve Fenerbahçe’li zor bir süreçten büyük bir olgunluk, dirayet ve dirençle geçiyor... Kimsenin tahmin bile edemediği bu büyük birliktelik, 2.Harrington Kupası’nı da getirecek Fenerbahçe’nin tarih müzesine... Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan ve diğerlerinden net olarak ayıran “kötü gün” dostluğunun ta kendisidir bu 7’den 77’ye...

Maç mı ? Evet Fenerbahçe 3-1 kazandı. Nerede eksik oynasa, nerede bir adamı koşmazsa onun yerine devreye giren büyük taraftarıyla birkez daha kazandı Fenerbahçe Kadıköy’de, hemde şikeee, şikeee...