25 Temmuz 2013

Fenerbahçe PSV Hazırlık maçı nasıldı ?



Yine bir Mayıs sıkıntısından geçen uzun bir ara sonrası kavuştuk sevgiliye Mabed’de. Üstelik bu sefer yeni sezon formanın lansmanı da var dediler; koşa koşa gittik evimize. Yeni sezon, yeni hoca, yeni oyuncular ve yep yeni umutlarla...

Lansman öncesi yine bilinçli mi bilinçsiz mi bilmiyorum ama formalar sosyal medyaya sızmıştı. Yeni formalara gelen ilk yorumlar beğenilmediği yönündeydi. Benim de kanaatim bu yönde. Maç öncesi lansman şov ise tek kelimeyle muhteşem oldu. Migros tribünü önüne çekilen dev beyaz perde’ye yansıtılan görsel şölen dönem dönem duygusal efektlere de sahne oldu. Sonuç olarak forma tanıtımı formalardan çok daha fazla beğenildi.

Ersun Yanal’ın da ilk defa Kadıköy sakinlerine merhaba dediği ilk ciddi rakip karşısında gösterilen oyunu yorumlamak çok kolay değil. İlk göze çarpanlar Fenerbahçe’nin uzun yıllardır (Kocaman, Daum, Zico dahil) oynadığı oyun sisteminin farklılaşmaya başladığıydı. Bu farklılık  içinde kaptan Emre’nin öndeki dörtlünün hemen önlerinde ve belki de bana göre çok geride oyuna başlayıp kesicilik yapmaya çalışıp oyunu geriden kurmaya çalışmasıydı. Takımın daha çabuk ileriye kalabalık çıkma telaşı ve ön tarafta baskı yapmaya çalışması farklılık sayılabilirdi. Ancak oyuna başlayan 11’in çok zorlama bir 11 olduğu ve son derece uyumsuz olduğunu hemen belirtmeliyim. Bu uyumsuzluk içinde yeni transferlerden Kadlec’in önündeki Caner’le, Alves’in yanındaki Yobo ile, Emre’nin önündekilerle, Bekir ve Cristian’ın ve Raul’un hiç kimseyle ! bir uyumunu göremedik. 
İşin ilginç yanı süper kupa ve ligin ilk 4 haftasında kalede olmayacak Volkan’ın takımı tek başına taşıdığı ve en formda oyuncu olduğu görüldü. Bu 45’de özellikle defans ciddi S.O.S verdi ve eksiklikler net olarak dikkat çekti. Özellikle Caner’in yetersiz savunma anlayışı ile Kadlec’in hücuma çıkmayı sevmesi birleşince sol taraf bir ara yolgeçen hanına döndü. Alves ise devamlı o bölgeyi korumaya kalınca Yobo’da gedik vermeye başladı. Bekir ise benden sağ bek olmaz diye bas bas bağırdı ilk 45.

İkinci 45’de Ersun Hoca Volkan, Bekir, Emre, Cristian ve Caner’i soyunma odasında bırakıp yerlerine Mert,Topuz,Topal,Alper ve Stoch’u alınca  göze daha çok hoş gelen veya daha farklı ifadeyle daha uyumlu bir 11 izletmiş oldu. Bu dakikadan sonra oyunu hızlandıran keyiflendiren sahneler art arda geldi. Topal bıraktığı yerden devam ediyor. Sanki o bölgenin alternatifsiz ismi benim dercesine katkı sağladı. Alper bu takımın şans buldukça orta sahadaki özlenen, beklenen sürati olacağının sinyalini verdi. Stoch ise hücumcu fakat takım oyuncusu olduğunu da anlarsa ve ne kadar kollektif olursa bu sene bize farklı bir Stoch izlettirebilir. Özellikle Kadlec’le uyumu ile çok önemli mesajlar verdi. Fenerbahçe’nin bulduğu birkaç pozisyonda bu ikilinin anlaşması keyifliydi. İlk yarıda beğenmediğimiz Kadlec, Stoch’tan sonra çok daha verimli bir performans sundu bize. Sağbekde Gökhan Gönül’ün yokluğunda ise ne Bekir ne de Topuz çare olabilecek gibi değil. 
 
Meireles ise bu sene çok daha farklı bir karaktere bürünecek gibi duruyor. İkinci yarı çok fazla ceza sahasının önü ve içinde olup ofansif bir oyun çıkarttı. Bunun karşılığını da 2 gol pozisyonuna girerek aldı ama 2 direk buna izin vermedi.

Sonuç olarak adı üstünde bu bir hazırlık maçıydı ve eksikliklerin görülmesi gerekirdi ki bence görüldü bu eksiklikler. Ersun Hoca henüz 11’i kurmayı bir tarafa bırakalım 18’i bile netleştirememiş gibi. Ancak dün hiç dakika almayan Krasic’in bileti 11.yabancı olarak kesilmiş gibi duruyor. 

Salzburg öncesi ciddi bir rakiple oynamak önemliydi ama umarım Salzburg maçına daha uyumlu bir 11’le çıkarız.

Kadıköy’ü Temmuz’da üzülerek açtık umarım Mayıs’da sevinçle kaparız.
Merhaba yeni sezon.
https://twitter.com/ahmetceliksungu